Arkeologların ilk izlerine Mısır’da rastladığı bowling ile ilgili “Spor mu, yoksa eğlence mi?” tartışması günümüzde süredursun, bowling artık uluslar arası anlamda takım oyunları kategorisinde değerlendiriliyor.
Yazı Mustafa ŞAPÇI
Dinsel bir ayinin zaman içinde şekil değiştirerek milyonları ilgilendiren ve milyonlarca dolarlık bir yatırım gerektiren spor dalı olabileceği kimin aklına gelirdi… Mısır’da bir kazı çalışması sırasında açılan çocuk mezarlarından taş toplar ve 9 kuka çıkınca ilk akla gelen bowling oyunu oldu. Buluntular en az 7.000 yıl öncesine kadar dayanıyordu. Bu yüzden, bowlingin tarihçisini araştıranlar kendilerine ilk çıkış noktası olarak Mısır’ı kabul ettiler. Ne var ki, daha sonra aradan geçen 5.000 yıllık süre içinde ne 9 kuklalı bir oyuna ne de taştan toplara rastlandı. Taa 3. yüzyıla kadar…
Bowling dinsel bir tören olarak bu dönemin Almanyası’nda tekrar ortaya çıktı. Almanlar temsili “dinsiz öldürme törenleri” düzenliyorlardı.Bu törenlerde kiliselerin bir ucuna bir dinsizi ifade eden ince uzun “kegel” dikilir. Ve “kegler” (atıcı) diğer yönden ona bir top yuvarladı. Eğer atış sonunda kegeller devrilirse, atıcının bir dinsiz öldürdüğü varsayılıyor ve büyük bir ziyafetle ödüllendiriliyordu. Atış başarılı olmazsa, bu kez kegler ruhani duygularını güçlendirmek için kilisede kalıyordu.
Yüzyıllar boyu Almanlar 3’lü gruptan 17’li gruba kadar değişen kuka ve toplarla bu oyunu oynadılar. 9 kukayla oynanan oyun ise o günlerde en popüler olanıydı. Geçen zaman içinde oyun, çeşitli yüzeylerde oynanarak ilerledi. Oyun için seçilen en belirgin yüzeyler, toprak, kayağantaş ve cüruftu. Ağaç yüzeyler ilk olarak İsviçre’de görüldü.
Hollanda’da bowling oynanmaya başlandığında, hatların genişliği 30 santimdi. Felemenkler, kendilerine oyun üzeyi olarak tahtadan yapılan platformu seçmişlerdi. Tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte bowling, kısa sürede tüm Avrupa’ya sıçradı. 9 kuklayı değişik şekillerde yerleştiren Avrupalılar oyuna çeşitli isimler vermişlerdi. Fransızlar bu oyunu “guilles”, İngilizler “skittles” veya “long bowling” adıyla tanıyorlardı.
Bugün oynanan bowlingin başlangıcı olan “long bowling”, İngiltere’de avam tabakanın sporu olarak kabul edilmişti. Bu alanda ilk ticari kuruluş 15. yüzyılda açıldı. Bowling oynanan yerlerde “alley” ve “pin” kelimeleri ortak olarak kullanılıyordu. Ticari oyun alanları genellikle içki içilen meyhane türü yerlerde hızla açılıyordu. Hollandalı koloniciler, bowlingi işte bu imajla Amerika’ya getirdiler.
Alman göçmen gruplarınca “açık havada yapılan aile aktivitesi” olarak bilinen oyun, gelişmeye 1837 yılında başladı. Almanlar çoluk çocuk biraraya geldiklerinde eğlenceler düzenleyip bowling oynuyorlardı. Çok geçmedi, 1840 yılında Amerika’da ilk kapalı bowling merkezi “Knicker bocker Alleys” açıldı. Alman göçmenler bu merkezin doğal müşterileriydi.
Başka bir yerde toplanmadıkları için de Manhattan’da açılan bu yer büyük başarı kazandı.
Almanlar, bu salonda oynadıkları bowlingde 9 kuka kullanıyorlardı. Bowlinge ilgi giderek artmıştı. Amerika’da yaşayan diğer göçmenler de bu oyunun tiryakisi, oyun da bir kumar aracı olmaya başlamıştı. Hırsızlar, kalpazanlar ve diğer kanun dışı işlerle uğraşanlar, kazandıkları paraları bowlinge yatırıp kumar oynuyorlardı.
Bowling salonları artık suçluların barındığı merkezler haline gelmeye başlamıştı. Böylece bowling salonlarının sahipleri ile yerel yöneticiler arasında savaşlar çıktı. Hükümet, insanların zamanı kötüye kullandıkları, suçlularla birlikte oldukları, içki içip kumar oynadıkları bu yerlere karşı yok etme çalışmaları başlattı. Bu amaçla Connecticut eyaleti yönetimi 9 kuka oynanan bowlinge karşı 10 kukayla oynanan yeni bir oyun kurdu.
Bu, gerçek bowling oyuncularını içki ve kumar merkezi olan bowling salonlarından koparmak için uygulanan yeni bir yöntemdi. Ne ar ki bowlingseverler yüzyıllardır oynanan bu oyunun kurallarının hiçbir şartla değiştirilemeyeceğini savunarak, hükümet yetkilileri ve suçlulara tepki olarak bowling kulüpleri kurmaya başladılar. Tanınmış kişileri kendilerine üye olarak seçtiler ve üyelerine oyuncu lisansı verdiler. Fakat 10 pinle oynanan bowling daha çok tutuldu. Böylece 1875 yılından sonra bowlingde kulüp çağı başladı.
Kulüp çağı, ABD’de bowlingin gelişmesi için adeta yasal tek yol olmuştu. Oyun, varlığını kulüplerle devam ettirdi, ama kural ve standartlardaki kaos, bowlingin bir yarışma olarak gelecekteki gelişmesini engelliyordu. Doğudakiler batıdakilerden farklı, bazıları 9 bazıları da 10 kukayla oynuyordu…
Yıllar boyunca bowlingde en yüksek skor genellikle 200 olmuştu. Bir oyun 10 “frome”dan oluşuyordu. Her frome’da ise oyuncular üç atış yapıyorlardı. Bazı bölgelerde sıfırdan başlayarak sayı topluyorlar, bazı bölgelerde ise 200 puandan başlayarak başarılı her atışında sayı eksiltiyorlardı. Ayrıca topların ve kukaların ağırlıkları da bölgelere göre değişiyordu.
1886 yılında “Allen” adıyla kurulan komite, dört genel zaman periyodu içerisinde bowling standartlarının oluşturulması için çalışmalar yaptı. Bowlingcilerin amacı, ulusal ve uluslararası yarışmalar düzenlemekti. Bu amaçla standardizasyon çalışmalarına başlandı. Kulüplerüstü organizasyonlar oluşturuldu. Yine bu oluşum içinde yer alan kulüpler birbirlerine pek bağlı kalmadılar ama, belli bir standart oluşturmak için birbirlerine yardımcı olmayı da ihmal etmediler.
1890 yılında birçok bowling kulübünü kendisine üye yapan “NBA”, ulusal bowling kuruluşu olarak anılmaya başlandı. Aynı yıl “Amerikan Bowling Ligi” oluşturuldu. Yöneticiler üç atıştan oluşan frome’dan üçüncü atışı çıkarttılar. Bu günden itibaren bowling için yarışma çağı başladı. Bu arada ilk kez Amerikan Bowling Kongresi yapıldı. 1895 yılında bu kongre, bowlingciye kendisini daha fazla geliştirme fırsatı vermek amacıyla 200 olan en yüksek skoru 300’e çıkarttı. Ayrıca kabul edilen özelliklerle herkesin uyum içinde olabilmesi için hat ölçümlerini denetleyen bir program başlattı. Yılda bir kez, ülke çapında herkesin katılabileceği, standart şartlar altında yapılacak bir turnuva düzenlenmesine karar verdi. Bu turnuva sonrası bowling sporcuları ün ve para kazanmaya başladılar. Tecrübeli bowlingciler sık sık eşlemeli yarışmalara katılarak halkın ilgisini çekmeyi başardılar. Bundan sonra bütün dünya bowlingcilerinin katıldığı “World’s Invitational” turnuvası düzenlendi. Bu turnuvaya katılan yarışmacılar 100 oyunlu zor etaplardan geçtiler.
1950 ve 1960’lı yıllar arasında hızla artan televizyon cihazı sayesinde her yaştan insanın beğenisini kazanan bowling tam bir aile eğlencesi oldu. Böylece bowlingde ticari çağ başladı; salon sayısında büyük bir patlama oldu. Binlerce salon açıldı.
Bowling, bugün dünyanın en çok tanınan sporları arasında yer alıyor. Her alanında belli standartlar sağlanan bowlingin karşılaşmalarını televizyon kanalları naklen veriyor. On hatlı bir bowling salonunun ortalama maliyeti 130 milyar lira… Dünyadaki toplam bowling yatırımları ise tahmini rakamlara göre 10 milyar doları geçiyor. Bowling turnuvalarında ödenen toplam ödüllerin tutarı da 2.6 milyar dolar… Amerikan ABC televizyonunda yayınlanmakta olan “The Pro Bowlers Tour” adlı bowling programı, raitingi en yüksek spor programı olarak yıllardır birinci sırada yer alıyor. Ticari olarak düşünüldüğünde günümüzün en karlı sportif yatırım alanlarından birisi olan bowlinge yapılan yatırım bir yıl içinde geri dönüyor.
Bu oyunun teknolojik olarak gelişmesinde ve ticari anlam kazanmasında en büyük faktör olarak, 50 yıl önce kısa adı “AMF” olan Amerikan Makina Kurumu’nun otomatik labut dizme makinesi “pinsoptter”i üretmesi gösteriliyor. Ayrıca Microsoft firması tarafından AMF için yazılmış “WindowsNT” işletim sistemi altında çalışan bilgisayar programları kullanılıyor. Bowling, bugün Amerika kıtasında 25, Avrupa’da 28, Asya’da ise 26 ülkede favori sporlar arasında yer alıyor. Dünyanın en büyük salon işletmecisi AMF, 515 bowling merkezini kendisi işletiyor.
Dünyada 11.600 şehirde 210.000 bowling merkezi bulunuyor. Bu merkezlere kayıtlı lisanslı oyuncu sayısı ise 4 milyon 540.000… Bunun dışında çeşitli yerlerinde 12 milyondan fazla kişi lig usulü bowling oyuncusu… Amerika’da bu konuyla ilgili 1913 yılından beri çıkan “Bowles Journal” adlı gazete, spor magazini konusundaki en eski yayın unvanını taşıyor. 1998 yılında olimpik sporlar içine alınan bowlingin ustaları, 2000 yılında yapılacak olimpiyatlarda ilk kez kuka devirecekler…
BİR ATIŞ İÇİN KULLANILAN TEKNOLOJİ
Bowlingde kullanılan malzeme de teknolojik evrim geçirdi. İlk yıllarda basit taş toplar ve tahta labutlar kullanılırken, günümüzde polyester topların devirdiği pinleri bilgisayar kumandalı “pinspotter”lar diziyor…
Pinler (Kuka): Genellikle ağaçtan yapılan pinlerin üzerleri plastik ile kaplanıyor. Pinlerin plastikten yapılanları da var. Fakat bunlar çok fazla rağbet görmedi. Profesyonel oyunlarda kullanılmıyorlar. Bir pinin yüksekliği 38.1 cm, ağırlığı ise 1560 gram… Pinler, Türkiye’de 10’lu setler halinde 220 dolara satılıyor.
Top: İçinde metal olmayan maddelerden, yani polyester ve poliüretan benzeri maddelerden üretiliyorlar. Ağırlıkları 6 libre, yani 2721 gramdan başlayıp 16 libreye, yani 7257 grama kadar artıyor. Ağırlığı ve kullanım kolaylığı nedeniyle bayanlar 8 ve 12 libre arasındaki topları kullanıyorlar. Topun çapı 68.58 cm… Bir topun ortalama fiyatı 100 dolar civarında…
Lane: Bowlingin oynandığı alana “lane” (hat) deniyor. Uzunluğu 18.28 metre… Akağaç veya çamdan yapılıyor. Lane’in de plastikten yapılanı var. Topun ilerlediği kısımlara yağ sürülerek kayganlık sağlanıyor. Uluslararası kurallara göre lane’in 7.31 metresi sürekli olarak geliştirilmiş yağ ile yağlanmak zorunda…
Ayakkabı: Sahayı korumak amacıyla tabanı kösele, özel plastik veya sıkıştırılmış kağıttan, topuğu beyaz lastikten yapılıyor. Profesyonel sporcuların kendilerine ait ayakkabıları var. Bunun dışında isteyen oyuncular bowling salonlarından ayakkabı temin edebiliyor.
BOWLİNG’İN KURALLARI
Bowling oyununa başlamadan önce uygun bir top seçmek gerekir. Seçilen topun üzerindeki deliklere orta iki parmak ikinci boğuma kadar, başparmak ise sonuna kadar sokulur. Top avuç içine oturtulur. Parmaklar top üzerindeki deliklerde rahatça oynamalıdır.
Topu tutmak kadar duruş da önemlidir. Omuzlar, topun atılacağı hedefe doğru ve sağa açı yapacak şekilde olmalı; topu tutmayan el, tutuşu desteklemek için kullanılmalıdır. Bilek, dümdüz ve tamamıyla sıkı pozisyonda, ama geriye doğru eğik olmamalıdır. Topu atacak olan dirsek, sürekli kalçaya yakın konumda, dizler yumuşakça eğik, ayaklar ise hedefe yönelik basılmalıdır.
Bir bowling oyunu “frame” adı verilen 10 bölümden oluşur. Her oyuncu tek atışta bütün pinleri devirmesi durumu hariç, ilk atıştan sonra her frame’de iki atış yapar. Son frame’de en az bir pini deyi- ren oyuncu üç atış hakkı kazanır.
Strike: Bir oyuncu kurallı bir atış yapıp ilk atışta tüm pinleri devirdiği zaman “strike” yapmış olur.
Spare: Birinci atıştan sonra geriye kalan pinler kurallı bir ikinci atışla devrildiğinde “spare” yapılmış olur.
Split: ilk kurallı atışın yapılmasından sonra devrilmeden kalan pinlerin toplamıdır. Bir atışta 1 no’lu pin devrilmemiş olmalı ve bunun arkasında 7-9 numaralı pinlerin ayak kalması gibi… Bowlingde buna Türkçe olarak pinlerin “açık ara kalması” deniyor. Bu durumda toplar bir atış ile devrilemez.
Double: Oyuncu kurallı atışlarda arka arkaya iki kez strike yaptığı zaman bir “double” elde etmiş olur.
Triple ya da turkey: Üç defa birbirini izleyen strike yapan oyuncuya 30 sayı verilir. Bu duruma “turkey” ya da “triple” denir.
Faul: Bir oyuncunun vücudunun bir parçası, kurallı bir atış sırasında ya da böyle bir atıştan sonra faul hattına temas ederse, onun ötesine geçerse, hat donanım ya da yapının herhangi bir yerine dokunursa faul yapmış sayılır.
Geçersiz atış: Atışı inceleyen hakemler eğer kukalardan birisini eksik görürse ya da atışı yapanın yanlış bir hatta olduğunu tesbit ederlerse atış iptal edilir. Atışın iptal edilmesi için bir başka neden de, oyuncunun sıra kendisinde değilken atış yapmasıdır… Böyle bir durumda atıcıya bir kez daha hak tanınır.
Kukaların kural dışı devrilmesi: Eğer, oyun hattının dışına çıkan bir top kukaları devirirse, veya kuka yerleştirme makinasının çarpmasıyla, ya da oyuncunun faul çizgisi dışından yaptığı bir atış sonrası kukalar devrilirse, kural dışı devrilmiş sayılır. Böyle bir durumda oyuncuya puan verilmez…
Skor nasıl yapılır?
Günümüzde bütün bowling salonlarında skoru otomatik olarak gösteren “skorboard”lar var. Bowling oyuncusu 10 pinin 10’nunu da devirmeye çalışır. Eğer ilk atışta oyuncu başarılı olmuşsa 10 puan oyuncuya yazılır.
TÜRKİYE’DE BOWLİNG
Türkiye’de ilk ticari bowling salonu 1990 yılında açıldı. İstanbul’da faaliyete geçen bu ilk salondan sonra bowling büyük bir hızla yayıldı. Kısa sürede 16 bowling salonunda 200’den fazla hat faaliyete geçti. 1999 yılı içinde 8 yeni bowling merkezi de, AFM’nin Türkiye temsilcisi Meridyen Spor şirketi tarafından devreye sokulacak.
İlk yıllarda bir eğlence olarak değerlendirilen bowling, daha sonra “Herkes İçin Spor Federasyonu”na dahil oldu. Bunun arkasından çeşitli turnuvalar düzenlendi. İlk resmi faaliyet ise 1996 yılında yapıldı. Erkeklerarası yapılan ilk karşılaşmada birinciliği 235 puanla Habib Doğan kazandı ve Türkiye Şampiyonu oldu. Habib Doğan, daha sonra katıldığı Avrupa Şampiyonası’nda 28 yarışmacı arasında 10’uncu sıraya kadar yükseldi. Bunun arkasından Türkiye, “FIQ-WTBA” (Dünya 10 Pin Bowling Birliği) ile kısa adı “WTBA-EZ” olan ve Avrupalıların üye olduğu birliğe de kabul edildi.
Bowlingin de bünyesinde bulunduğu “Herkes İçin Spor Federasyonu”, 1999 yılında yurtdışından getirteceği yabancı antrenör, hakem, oyuncu yetiştirme uzmanlarınca uygulanacak programlarla bowling sporunu sağlam temellere oturtmaya çalışacak. Federasyon başkanı Kamil Kahale, konuyla ilgili olarak “Bowling tesisleri ile ülkemiz, bu sporda iddialı bir yer alabilecek potansiyele sahiptir. Bowling sporunun ülkemizde kısa sürede aldığı mesafeyi de gözönüne alan federasyonumuz, 2000 yılı içinde ülkemizde
uluslararası bir turnuva düzenlemeyi hedefliyor, Bunun için altyapı çalışmalarını hızlandırıyoruz. Bowlingi okullar ve çeşitli yaş gruplarını kapsayacak şekilde küçük yaşlarda verilecek doğru eğitimle hızla geliştirmek olası görünüyor” diyor.
Türkiye’de bir bowling salonu, AMF’nin yardımı ile leasing kullanılarak çok kısa sürede inşa edilebiliyor. Yatırım, iş sahibine sadece oyun olarak değil yiyecek ve içecek tüketiminden de büyük gelir getiriyor. 1998 sonu rakamlarına göre, her 250.000 kişiye bir bowling hattının düştüğü ülkemizde, bowling salonları bazı büyük alışveriş merkezlerinin içinde bulunuyor.
AMF temsilcisi şirketin genel müdürü Hüseyin Özalp ise, “Günümüzde kapanan kumarhane salonları bowling merkezleri oluyor. Biz, bu konuda çalışmak isteyenlere her türlü imkanı sağlıyoruz. Yapılacak yatırımın yüzde 50’sine AFM teminat desteği veriyor. Bowling salonu çok kazançlı bir yatırım…” diyor.